PERAST ZAMANI.. Haziran / 2023

Haziran / 2023

Kotor'a gidip de görülmeden dönülmemesi gereken yerlerden biri ise Perast. Sanırım buraya da kalbimizi bıraktık.

Perast’tan Kotor’a araçla körfez kıyısından 15 dakika sürüyor bu yol. Perast’a giderken dört hedefimiz vardı.

1. Our Lady of the Rocks’a tekneyle geçmek,

2. Sveti Djordje Adası’nı görmek,

3. Saint Nikola Kilisesi kulesine çıkmak,

4. Bojava Kula’da denize girmek.

Konaklamamızı burada yapmayıp, günübirlik gezip Kotor Old Town’a geri dönmeyi planladık. Konaklamak için de harika bir lokasyon olduğunu düşünmedik değil.

Planımız yukarıdaki gibiydi ama adalara nasıl gideceğimiz ve aracı nereye park edeceğimiz konusunda hiç bir fikrimiz yoktu. Bakarız bir çaresine diyerek, Perast’a vardığımızda yol üstünde hem araç parkedebileceğimiz hem de adaya gidebileceğimiz bir yer bulduk ve bu fırsatı tabi ki kaçırmadık. Kişi başı 15 Euro vererek Our Lady of the Rock’s adasına doğru yol aldık. Şimdi bünyeye biraz gezilecek yerler hakkında bilgi basalım..

Our Lady of the Rocks: Efsaneye göre, yapay olan bu ada 1452’de denizde kayanın üzerine bulunan Madonna ve Çocuk ikonundan sonra yerel denizciler tarafından yapılmış. Her başarılı yolculuktan dönen denizciler Körfez’e bir kaya koymuşlar ve zamanla adayı oluşturmuşlar. Günümüzde hala 22 Temmuz’da denize taş atma festivali düzenlenerek bu rivayet yaşatılmaktadır. Adada bulunan kilise 1722 yılında yenilenmiş. Perast’tan Jacinta Kunic-Mijovic tarafından işlenmiş ünlü bir adak halısı sergilenmekteymiş. Adak halısı deniliyor çünkü Jacinta sevgilisinin uzun bir yolculuktan dönmesini beklerken bitirmesi 25 yılını almış ve sonunda kör olmuş. Altın ve gümüş iplik kullanan Jacinta,halının içine kendi saçlarını da ip niyetine eklemiş. Kiliseye giriş kişi başı 2 Euro. Girmeyi ihmal etmeyin. :)

Sveti Djordje: Bu adaya ziyaret yasak fakat Our Lady of the Rocks adasına giderken uzaktan bu adayı görüp fotoğraflayabiliyorsunuz. Doğal bir ada olan Sveti Djordje adasında 12. Yüzyılda inşa edilen manastıra ve eski soylular için Selvi ağaçları altında eski mezarlığa sahip. 1880 yılı Mayıs ayında, bu adanın İsviçreli ressam Arnold Böcklin’in Die Toteninsel (Ölüler Adası) tablosu için ilham kaynağı olabileceği düşünülüyor diyerek, bu sanatsal bilgiyi de buraya bırakalım. :) Hatta şunu da ekleyelim, 20. yüzyıl başlarında Orta Avrupa’da çok ünlü olan tablı, Berlin’deki tüm evlerede bulunduğu söyleniyor.

Saint Nikola Kilisesi: Kilisenin 1616 yılında inşa edilmiş ancak bazı uzmanlar tarafından burada yüzyıllar önce başka bir tapınağın durduğuna inanılıyor. Kilise kulesinden Perast manzarasını görmek için kişi başı girişi 1 Euro. Girişte kuleye çıkıldığında çanların çok alçak olduğu ve kafanızı vurmamanız gerektiği konusunda uyarıyorlar. Ama siz de benim gibi sakarsanız kafanızı 5 kere vurabilirsiniz. :D

Bojava Kula: Araçla adaların konumuna beş dakika mesafede bulunan plaj, hem deniz hem de işletme açısından keyifle vakit geçirebilecek bir plaj. Kişi başı 15 Euro vererek, şemsiye ve şezlong kiralayabiliyorsunuz. Elbette ücretsiz girebileceğiniz denizler de mevcut. Sadece oralarda kendi imkanlarınızla şemsiye götürmeniz gerekir ya da havlularla da sahilde vakit geçirebilirsiniz. Montenegro’da gittiğimiz plajlardaki tek eksik patates kızartması olmaması diye düşünüyoruz.

PERAST’TA YEMEK

Perast’ta kilise ve adalar gezimizden sonra Conte diye deniz kenarında bir yerde oturduk. Önerilen mekanlar arasında olan bu yer görece biraz daha pahalı bir yer olduğunu söylemeden geçmeyelim. Biz burada bir şeyler içip soluklandıktan sonra Bojava Kula’ya doğru yol aldık.