HAYDİ MONTENEGRO'YA GİDELİM, KOTOR'DA GEZELİM! Haziran / 2023
Güncelleme tarihi: 17 Tem 2023
Ülkede iki tane havalimanı bulunuyor. Biri Tivat biri Podgorica. Tivat merkeze daha yakın, Podgorica ise Budva ve Kotor’a yaklaşık 1,5 saat mesafede.
ARAÇ KİRALAMA
Biz İstanbul havalimanı kalkışlı Podgorica havalimanına uçuşumuzu aldık. Yurtdışında daha çok toplu taşıma seviyoruz fakat araştırmalarımıza göre Karadağ’da araçsız ulaşım epey zormuş. Bu nedenle gitmeden önce internet üzerinden araç kiraladık. Araç ile ilgili şu şekilde enteresan ve anlayamadığımız bir şey yaşadık. Hemen anlatıyorum..
İnternet üzerinden 5 günlük Podgorica Havalimanı alışlı ve Podgorica Havalimanı bırakışlı, tam sigortalı bir araç kiraladık. Oraya gittiğimizde yine internet üzerinden araç kiralanırken yapılan sigortayı kabul etmediklerini söyledikleri için iki tane sigorta opsiyonu sundular. Demem o ki, araç kiralarken boşuna sigorta yaptırmayın, zaten orada her koşulda sizden sigorta bedeli alacaklar. Bu arada sigorta yaptırmak şart değil fakat gidilecek yerler küçük olduğu için park sırasında çarpabiliyorlarmış ve Dünya’nın binbir türlü hali vardır diyerekten biz kendimizi garantiye almak istedik. Sonuç: Çarpan olmadı. :D Son olarak Podgorica Havalimanı çok küçük olduğu için araç kiralama sırası epey oluyor. Biz yaklaşık 1 saat bekledikten sonra alabildik. Teslim tabi ki daha hızlı.
Kotor’u yazmadan önce belirtmeliyim ki, 5 günlük Montenegro seyahatimizin 2 gününü Kotor körfezine, 3 gününü Budva’ya ayırdık. 2 Gün içinde Kotor ve Perast’ı gezip, Perast’da denize girdik. 2 gün her şeyi görmek için yeter ama bizce bir hafta bile kalınabilir.
İLK HEDEFİMİZ KOTOR, İLERİ
Şimdiiii gelelim tatile geri dönüp baktığımızda, yo yo ne tatili bu yaşıma kadar gittiğimiz tüm yollara baktığımızda Podgorica-Kotor arası kadar zor bir rota görmedik. Karadeniz çocuğuyuz, eski karadeniz yollarında büyüdük ama bunun gibi zorunu görmedik. Tek şerit git gel bir dağ yolu, bol virajlı bir yol.. Buraya kadar tamam. 80 km yol yaklaşık 2 saat sürüyor, buraya kadar da tamam. Ama o tek şerit yolda, karşınıza büyük bir araç çıktı mı (ki ne arar orda büyük araç dediğinizi duyuyor gibiyim, sıkı durun, tur otobüsleriyle dolu bir yol) geldiğiniz virajı sığınabileceğiniz bir cep bulana kadar geri geri gidiyorsunuz. Virajı! Geri geri! Cep de öyle hemen bulunmuyor. Tamam geri geri gittiniz ve buldunuz, cebe de girdiniz, otobüste geçti, ooh ben şimdi giderim diyorsunuz tam gaza basıp ilerliyorsunuz, bir bakıyorsunuz başka otobüs. Haydeee bir daha geri geri gidin. İşte böyle böyle aşağıda görmüş olduğunuz çok virajlı yoldan Kotor’a iniyorsunuz. :D
Zorluğu tam anlattığımız gibi ama yine de tecrübe ve anı olarak kalması bizi mutlu etti. Hele ki sonunda Kotor Old Town’a gitmek şahaneydi.

KOTOR’DA KONAKLAMA
Biz yine gitmeden önce internet üzerinden Hotel Rendez Vous diye bir otele rezervasyon yaptırmıştık. Odaları bavul açamayacak kadar küçük fakat bizim için Old Town içinde bir otel olması çok keyif aldığımız bir durumdu. Otelin önünde kendine air restorant-kafe tarzı bir yeri var.
Kotor’a varınca Old Town yazdık hemen haritamıza. Kalacağımız otel Old Town içindeydi. Old Town ana kapıdan giderken solda, Old Town ana kapıdan çıkarken hemen sağda olan ücretsiz otoparka parkettik. Kısa bir yürüme mesefasinden sonra ta ta ta taaaaam. İşte Kotor Old Town giriş kapısı karşınızda. Surlarla çevrili olması insana inanılmaz duygular hissettiriyor. Giriş kapısının üstünden Tito’nun meşhur sözü yazıyor. “ Tude necemo svoje nedamo.” Yani der ki Tito, bize ait olanı istemeyiz, bizim olanı vermeyiz.
KOTOR OLD TOWN’DA NELER GÖREBİLİRSİNİZ?
San Giovanni: Old Town’a ana kapıdan girince az ileride solda kaleye çıkan kapı bulunuyor. Kapıdan ilerlediğinizde kişi başı 8 Euro ödeyerek kaleye tırmanmaya başlıyorsunuz. 1300 küsür basamak var, zorlu bir yol gibi görünse de dinlenerek çıktığınızda çok zorlamayacak ve aşırı keyifli bir rota. En tepeye çıktığınızda körfez manzarası görülmeye değer. Mutlaka görülmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyoruz.

Old Town: Old Tos sokaklarını gezilecek yerler listenize eklemelisiniz. Old Town sokaklarında kaybolabilir, kafelerde oturabilir, hediyelik dükkanları gezebilirsiniz.
Gurdich Kapısı: Güney kapısındaki eski kale kapısından da mutlaka geçin. Hazır buradan geçmişken hemen aşağıdaki surlara giriş kapısını da kaçırmayın derim.

Surlar: Surlara giriş Gurdich Gate diye bilinen Old Town’ın diğer giriş kapısından girdiğinizde, yine az ilerde solda giriş merdivenleri mevcut. Buradan surlar üzerinde yürüyebilirsiniz, giriş ücretsiz ve surlarda yürümek aşırı keyifli.

St. Tryphon Katedrali: 1166 yılında inşa edilen kilise, Kotor Old Town’ın tam merkezinde yer alıyor. Motor’daki en büyük ve en süslü yapılardan biri olan katedral 1667 Dubrovnik depremi ve 1979 Karadağ depremleriyle büyük hasar görmüş ve restorasyon yapılmış. Ana sunağın üstünde Aziz Tryphon’un yaşamının tasvir edildiği bir taş süsleme görebilirsiniz. Avrupa’daki birçok ünlü kilise ve katedralden daha eski ve büyük bir hazineye sahip olan kiliseyi görmeden geçmeyin.

St. Nikola Kilisesi: 1902 yılında inşa edilen Sırp Ortodoks kilisesi.
St. Mary’s Kilisesi Bronz Kapısı: Kutsanmış Osanna’nın hayatını 24 kabartma kesitle anlatan bir bronz kapı.

Saat Kulesi: 1602 yılında inşa edilen, Barok be Gotik mimarı tarzlardan oluşan bir saat kulesi. Çok turistik bir yer.
YAPMADAN DÖNMEYİN
1. Akşamüstü serinliğinde bir yerde hafif müzik eşliğinde akşamınızın tadını çıkarın. Bunun için Ever Green Jazz Bar çok uygun.

2. San Giovanni Kalesine mutlaka çıkın. Giriş kişi başı 8 Euro, internette yaklaşık 1200 basamak gibi bir şeyler yazıyor ama hissettirdiği daha fazla basamak, ama bu sizi yıldırmasın. Dinlene dinlene çıkın, körfezi tepeden görmek MUHTEŞEM, ON NUMERO, BEŞ YILDIZ.
3. Old Town’ın Güney kapısına yakın surlara çıkış yolu var. Surların üzerinde mutlaka yürüyün. Girişin ücretsiz olduğunu daha önce söylemiştim. :)
4. Kiliseleri ziyaret edin, bir kaç anı fotoğrafı çekin ve şehrin girişindeki çeşmeden su için. :)
KOTOR’DA YEME-İÇME
Old Town’da bir sürü kafeler, minik minik publar, restoranlar var. Tam bir İtalya esintisi mevcut. Yaklaşım 400 küsür yıl Venedikliler yönetiminde olduğu için burası, İtalyan mimarisi, mutfağı ve havası hakim. Risotto, makarna, balık ve şarapları meşhur. Ve oldukça da lezzetli.
Fiyat açısından meydanlardaki mekanlar görece 3-5 Euro daha pahalı, içeride kalan mekanlar daha uygun. Ama bizce hepsinde lezzet benzer. Kahvaltı konusunda henüz bizim kadar doyurucu bir ülke görememiş olmakla beraber, klasik omlet ve pankeklerle (bu bildiğimiz krep) doyurucu bir kahvaltı oluyor.
Genelde tüm yemek yerlerinde kişi başı maksimum 15-20 Euro ödeyerek güzel bir yemek yiyebiliyorsunuz. Biralar 3-5 Euro, Aperol gittiğiniz mekanlara göre 6-9 Euro, kahveler 2.5.-3 Euro arasında değişiyor. Çok mekan önerisinde bulunamayacağız çünkü nereye otursanız hepsinin yeri ayrı ve güzel. O yüzden bence çok kasmadan, fiyat dengelerine bakarak herhangi beğendiğiniz bir yerde yiyip içebilirsiniz. Tavsiye edebilceklerimiz ancak şunlar olabilir.. Mutlaka bir deniz ürünü, risotto ve Montenegro şarabı öğünü yapın. Porsiyonlar çok küçük değil, iki kişi için her yemekten birer tabak yeterli olur.
Комментарии